Dostumla Hasbihal - 2
Dostum nasılsın görüşmeyeli? Evet başımıza büyük isler geldi demiştim ya, demek büyük ve önemli şeyler yapılmış. Başımıza gelen sefa gelmiş. Ne gam! İşler iyiyken alkış kıyamet iken beraber olduklarımızı simdi başımıza bir şeyler geldi diye terk edecek değiliz ya? Başımıza düşen taşı yukarı atanın da pesine düşmeyelim. Senin yolunun Rehberi-i Ekmeli yerini terk eden okçuların pesine düşmüş müydü ki? Bize de onu takip etmek düşmeli. Herkes heyecanla koştururken olan olmuş. İyi ki de olmuş diyorum bazen. Ama sonra sus diyorum kendime. “Paletler altında ezilen, hayattan bezdirilen onca masum ‘dostuna’ ayıp değil mi?” diyorum? Susuyorum. Rabbim sen görüyorsun diyorum. Yapanları sana havale ediyorum diyorum. Zira biliyorum olan senin kudret dairenin dışında değil ki? Sen olduruyorsun, bize boyun bükmek düşer. Ama başımıza düşen taşı birisi yukarı atmıştı ki gelip başımıza düştü, öyle değil mi? O atmasaydı düşmeyecekti. Bulalım o taşı atanı ve soralım hesabını. Peki son...