Mutlu Musunuz?

Mutlu Musunuz?

Hani çok güçlüsünüz ya? Artık devletin hatta sivil toplumun her alanı sizin kontrolünüzde.
Her istediğinizi yapabiliyorsunuz.
Birisi sizi şikayet etse gülüp geçiyorsunuz.
Birinin hakkını yeseniz, ağlayan ağladığı ile kalıyor ve sizin keyfiniz hiç eksilmiyor.
İstediğinizi suçlu ilan edip sonra da affediyorsunuz.
İstediğinize “terörist” diyorsunuz, sonra da “affettim hadi çık” diyorsunuz.
Paranızın hesabını siz de bilmiyorsunuz.
Her şeyi para ile çözebileceğinizi düşünüyorsunuz. Hatta beceri ve kapasite eksikliğinizi de para ile kapatabileceğinizi düşünüyorsunuz.
Beğenmediğiniz insanlara dünyanın her köşesini dar ediyorsunuz.

Peşlerine internet ordularınızı, hatta emrinizdeki insanları salıyorsunuz.
Bazen de derdest edip alıp götürüyor ve bir de reklam yapıyorsunuz. Herkes de pek beğeniyor.
Ve herkesi korkutmayı başardınız ya... En hızlı muhalifi iki gece içeride tutup muma çeviriyorsunuz.
Olmadı sokak eşkıyalarınızı salıp darp edip yola getiriyor, sonra da medyanızın başına geçiriyorsunuz.

Ülke ülke gezip, onların hassas olduğu şeylerle insanları suçluyorsunuz.
Aynı insanların hem Batı devletlerinin ajanı olduklarını, hem dinsiz olduklarını hem de şeriat peşinde koşan radikal bir grup olduklarını söyleyiveriyorsunuz.
Ve yine gücünüz sayesinde bu tutarsızlıklarınızın sorgulanmasının önüne geçiyorsunuz.
Hele şimdi uluslararası işbirliklerinizle bütün bunları global ölçekte yapabiliyorsunuz.

Evet, bütün bunları yapabiliyorsunuz…
DA…

MUTLU MUSUNUZ?

Yani huzurunuz var mı?
Bir gün yatağınızda huzur içinde canınızı teslim edeceğinizi düşünebiliyor musunuz?
O biriktirdiğiniz paralar ile ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Güzel bir mezar yeri aldınız mı bari?

Bilirsiniz ama ben yine söyleyeyim:
Kabirde ve hesap gününde o paralarınız, emir erleriniz, gücünüz, eşiniz dostunuz (varsa tabi) yanınızda olmayacak, biliyorsunuz değil mi?

Orada sorular çok basit.
Ama cevaplar çok çetin.
Hani burada mülakatlı sınavlarla istediğinizi alıp, istemediğinizi gönderiyorsunuz ya?
Orada da aslında her şey mülakat şeklinde!
Ama oradaki mahkeme çok adil.
Ama korkmayın, kimsenin hakkını yemiyorlar. Neyse o.

Evet, ne demiştim?

MUTLU MUSUNUZ?

Ve aynı soruyu sizi oralara getirip sizi her bedelle savunan ve siz gidince dünyanın çökeceğini zannedenlere sorayım:

Desteklediğiniz bu insanlara haya edemeyeceği kadar güç ve imkân verdiniz.
Tanıdığınız, bildiğiniz insanlara bile onların hatırına eşkıya muamelesi yaptınız.
Hayatları tarumar edilirken belli bir keyifle izlediniz.
Ve oldu.
Onları sevmediği herkes darmadağın oldu.
Artık onlar ya ülkede yoklar ya da esameleri okunmuyor.
Her şeye sizinkiler karar veriyor.

Bakın, her Türk insanını “bebek katili” dediği, gördüğü yerde üzerine saldıracağı adam ile pazarlık ediyorlar ve siz buna da başarı diyorsunuz.
Hasılı onlar istedi bir göz, siz verdiniz iki göz.

Tamam, peki.
Şimdi size sorayım:

MUTLU MUSUNUZ?

Huzur geldi mi hayatınıza?
Daha çok paranız var mı? Daha rahat mısınız?
Daha güvende hissediyor musunuz kendinizi?
Daha özgür müsünüz?
İstediğinizi söyleyebileceğinizi düşünüyor musunuz?

Ve gelecek ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Sevmediklerinizi bertaraf ederek mi geleceği inşa edeceğinizi düşünüyorsunuz?
Sizin gibi düşünmeyen, yaşamayan herkesi bir yerlere tıktığınızda mı huzur bulacağınızı düşünüyorsunuz?


Mutlu Huzurlu günler diliyorum…

Comments

Popular posts from this blog

Is partial or selective peace possible for a cohesive country?

The traumatic legacy of the July 15 2016, the so-called coup attempt